BAŞKANIN MESAJI

7.01.2020

" src=
Değerli Ziyaretçilerimiz,

Hızlı büyüyen, sağlam ekonomisiyle Türkiye, sürdürülebilir uluslararası doğrudan yatırımları (UDY) çekmek için yatırımcı dostu politikalar ve geniş yetenek havuzunun yanı sıra Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği noktada küresel pazarlara erişim sunmaktadır. Bu jeostratejik konumu, üretim kabiliyeti, genç ve dinamik nüfusu ve gelişmiş lojistik altyapısıyla Türkiye, çok uluslu şirketlerin üretim faaliyetlerinin Ar-Ge merkezleri, tasarım ekipleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel yönetim merkezleri ile desteklendiği bölgesel bir güç merkezi haline gelmiştir. Bugün 82.500'den fazla uluslararası şirket Türkiye'de faaliyet göstermektedir.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki güçlü siyasi iradenin yanı sıra Türkiye'nin ekonomik performansı ve birinci sınıf değer önerileri sayesinde, 2002 yılına kadarki otuz yılda 15 milyar ABD doları seviyesinde olan Türkiye'nin kümülatif UDY girişi, 2003 yılından bu yana 260 milyar ABD dolarını aşmıştır. 2003 yılından bu yana UDY girişlerinde başı çeken ilk dört sektör finansal hizmetler, imalat sanayi, enerji ve toptan-perakende ticaret olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye'nin pandemi ve küresel mali kriz sırasında gösterdiği ekonomik performans, çeşitlilik içeren ekonomisinin sağlam ve dirençli olduğunu kanıtlamıştır. 2003-2023 arası yıllık ortalama %5,4 büyüme oranına sahip Türkiye, 2023 yılı itibarıyla satın alma gücü paritesi bakımından dünyanın 11. en büyük ekonomisidir. 1990-2002 döneminde %0,2 olan Türkiye'nin küresel UDY pastasındaki payı, 2003 yılından sonra %1'e yükselmiştir.

Bu performansın önümüzdeki dönemde de ivmesini sürdürmesi için çalışmalar devam edecektir. Bu amaçla Yatırım Ofisi, Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) Stratejisi'ni (2024-2028) açıklamıştır. Tüm paydaşlarımızın katkılarıyla geliştirilen ve 12. Kalkınma Planı da dahil olmak üzere Türkiye'nin diğer ulusal stratejileriyle uyumlu olan bu stratejiyle ülkeye yüksek değerli yatırımların çekilmesi amaçlanmaktadır. Strateji, Türkiye'de yeşil ve dijital dönüşüme, yüksek teknolojiye, nitelikli istihdam oluşturulmasına ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımlara öncelik vermektedir.

Türkiye, çok sayıdaki uluslararası ve yerli yatırımcısı sayesinde, küresel tedarik zincirlerine (KTZ) kusursuz bir şekilde entegre olmuştur. “Invest in Türkiye" olarak hedefimiz, Türkiye'nin KTZ'deki konumunu sağlamlaştırarak ileriye taşıyacak, katma değerli ve teknoloji odaklı yatırımları çekmektir. Desteklediğimiz öncelikli sektörler arasında e-mobilite, yaşam bilimleri, enerji depolama, kimya, bilişim ve iletişim teknolojileri, makine, ileri üretim, savunma, uzay, havacılık ve tarımsal gıda yer almaktadır.
Son on yılda ve özellikle pandemi sonrası dönemde Türkiye, çokuluslu şirketlerin komşu ülkelere yönelme, bölgeselleşme ve çeşitlendirme stratejileri doğrultusunda ülkemizdeki varlıklarını yoğunlaştırmasıyla birlikte KTZ'de güçlü bir oyuncu olduğunu kanıtlamıştır. Üç kıtayı birbirine bağlayan stratejik konumuyla Türkiye, Doğu Asya merkezli üretim ağına önemli bir alternatif olarak konumunu güçlendirmektedir.

Türkiye KTZ entegrasyonunu hedefe yönelik stratejiler, rasyonel ticaret ve yatırım politikalarıyla güçlendirmiştir. İhracatta Türkiye sadece ürün gamını ve pazarlarını çeşitlendirmekle kalmamış, aynı zamanda ürün portföyünün kapsamını da genişletmiştir. Dünya Bankası'nın raporuna göre Türkiye, değer zincirinde başarıyla yükselerek sınırlı üretim grubundan ileri üretim ve hizmet grubuna dahil olmuştur. KTZ'de yukarı yönlü seyrin bir sonucu olarak, Türkiye'nin ihracat portföyü de özellikle orta-yüksek teknolojili üretimde katma değeri daha yüksek ürünlere doğru kaymıştır.

Türkiye'nin ihracatı 2023 yılında 256 milyar ABD dolarıyla Cumhuriyet tarihinin en yüksek yıllık ticari emtia ihracat rakamına ulaşmıştır. Türkiye'de üretim yapan yatırımcılar, ülkenin AB Gümrük Birliği üyeliği ve 30 ülkeyle sahip olduğu geniş serbest ticaret anlaşması ağı, güçlü lojistik imkanları ve ticari ilişkileri sayesinde ürünlerini dünyanın dört bir köşesine ulaştırmaya devam etmektedir.

Girişimci iş kültürü, teknolojiyi yakından takip eden genç nüfusu ve yetenekli mühendis havuzundan güç alan Türk girişim şirketleri, son üç yılda 4 milyar ABD doları yatırım çekmiştir. Böylece Türkiye, Avrupa'da yatırım alan ilk on ülke arasındaki yerini almıştır. Ayrıca, Türkiye ekosistemi 2020 yılından bu yana, market teslimatı, oyun, finansal teknoloji ve hizmet olarak yazılım (SaaS) dikeylerinde yedi unicorn çıkarmıştır. 2022 yılında İstanbul, erken aşama yatırımlar açısından Avrupa şehirleri arasında altıncı sırada yer alırken, oyun dikeyinde ise Avrupa'da ikincilik koltuğuna oturmuştur. Bu bağlamda, uluslararası finansal yatırımcıları gelecekteki başarı hikayelerinde yer almaya ve doğrudan veya girişim sermayesi fonları yoluyla Türk teknoloji girişimlerine yatırım yaparak yüksek getiri sağlamaya davet etmekteyiz.

Türkiye, ekonomik kalkınma politikasını BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile uyumlu hale getirmek için yeniden tanımlamıştır ve bu amaçlara ulaşmak için uluslararası toplumla da aktif bir şekilde çalışmaktadır. Türkiye, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için Paris İklim Sözleşmesi'ne imza atmıştır. Ülkemiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bireyler ve topluluklar için de fırsatları artıran, sürdürülebilir bir geçişi hedeflemektedir. Bu hedef doğrultusunda, elektrikli araçlar, enerji depolama ve dijital teknolojiler gibi alanlarda inovasyonu destekleyen politikalar önümüzdeki yıllarda kritik rol oynayacaktır.

“Invest in Türkiye" olarak, belirli SKA'lara katkı sağlayan yatırımları önceliklendirmekte ve önemli ölçüde desteklemekteyiz. Nitelikli UDY'ye öncelik verirken, SKA'ları Türkiye'nin UDY stratejisinin temel dayanaklarından biri haline getirmiş bulunmaktayız. İş faaliyetleri ve yasal düzenleyici çerçevenin SKA ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumluluğunu teşvik edecek çalışmalar yürütmekteyiz.

Her projenin SKA'lara yapacağı olası katkıları değerlendirmek için yatırımların sürdürülebilir kalkınma amaçlarına katkısı konusunda ayrıntılı bir ön değerlendirme gerçekleştirilen bir SKA Puanlama Mekanizması (SPM) geliştirmiş bulunmaktayız. SPM ile en sürdürülebilir ve etkili yatırım projelerinin belirlenmesi, bu projelerin Türkiye'ye çekilmesine öncelik verilmesi ve yatırım süreçlerinin hızlandırılması hedeflenmiştir.

Söz konusu SPM metodolojisi birçok uluslararası kuruluş tarafından iyi uygulama örneği olarak kabul edilmiştir. Uygulama, 16 Ekim 2023 tarihinde Abu Dabi'de Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Yatırım Forumu'nda, "BM Enerji Dönüşümünde Yatırım Destek Mükemmellik Ödülü"ne layık görülmüştür.
Bu çabalarımızın sonucu olarak etki yatırımları Türkiye'deki yerel ve uluslararası iş toplulukları için bir öncelik haline gelmiştir. Sürdürülebilirliğin ortak bir hareket olduğu, ancak topluluk olarak hareket edildiğinde sürdürülebilirlik hedefine ulaşılabileceği bilinen bir gerçektir. Buna paralel olarak, Bain & Company ile birlikte yayımladığımız “ESG CEO Pulse" raporunun yanı sıra Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı iş birliğiyle hazırlanan “Türkiye'deki Etki Yatırımı Ekosistemi" ve “Türkiye SKA Yatırım Haritası" raporları da daha sürdürülebilir bir Türkiye hedefimizin yol haritasını oluşturmaktadır.

Değerli Ziyaretçiler,
Temel mesajımızı kısaca vurgulamak isterim:

Gücünü sağlam organizasyon yapısı ve yalın iş süreçlerinden alan Invest in Türkiye, yatırımcılarla kurduğu stratejik ortaklıkları güçlendirme ve paydaşlarıyla olan yakın iş birliğini geliştirmeye kararlıdır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu “Türkiye Yüzyılı" vizyonu kapsamında hedefimiz, Türkiye'yi bölgesel bir ekonomik merkezden küresel bir güç merkezi konumuna getirmektir. Bu hedef doğrultusunda, yeni yüzyılında Türkiye için müreffeh bir gelecek sağlamak amacıyla kararlılıkla çalışmayı sürdüreceğiz.
" src=
A. Burak DAĞLIOĞLU
Başkan, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi
burak daglioglu; investment office; invest in türkiye; turkish economy; fdi; foreign direct investment