20.06.2023

Yatırım Ofisi “Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonlarına” Milano ile Devam Ediyor

​​Yatırım Ofisinin ev sahipliğinde düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonu" serisinin Londra ve Paris'ten sonra üçüncüsü Milano'da gerçekleştirildi. Türk ve İtalyan iş çevrelerinin seçkin temsilcilerinin bir araya geldiği resepsiyonda, açılış konuşmalarını Türkiye Cumhuriyeti Roma Büyükelçisi Ömer Gücük, Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu ve İşletmeler Bakan Yardımcısı ile “Made in Italy" Valentino Valentini yaptı. Türk-İtalyan iş dünyasının farklı sektörlerinden yöneticilerle bire bir görüşmelerin yapıldığı resepsiyonda Türkiye'nin yatırım fırsatlarına odaklanıldı.

Büyükelçi Ömer Gücük yaptığı konuşmada İtalya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilere değinerek şunları söyledi: “Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkiler, Akdeniz'deki ticari ilişkilerimizden dolayı çok eskilere dayanmaktadır. İkili ekonomik ve ticari ilişkilerimiz, bu uzun yıllara dayanan iş birliğinden güç alarak istikrarlı bir şekilde ilerlemektedir. 2022'de ticaret hacmimiz 26 milyar ABD doları ile yeni bir zirveye ulaştı. Bununla birlikte, zaman içinde gelişen sağlam ortak iş kültürümüz sayesinde, Türk ve İtalyan şirketleri kısa süre önce üçüncü ülkelerde birlikte başarılı ortaklıklar kurdu. Başarı hikayelerimizin önümüzdeki yıllarda da tüm hızıyla devam edeceğine inanıyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü anısına Yatırım Ofisi ile birlikte düzenlediğimiz bu etkinlikte firmalarımızı bir araya getirmekten mutluluk duyuyoruz."

Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu ise, İtalya ile Türkiye arasında günden güne gelişen ekonomik ilişkilerin iki ülkenin yatırım ortamına önemli katkılar sağladığını belirterek şunları söyledi: “Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü sebebiyle, Büyükelçiliğimiz ve İtalyan Ticaret Ajansı (ITA) iş birliğiyle, İtalyan iş dünyasının temsilcilerinin katılımıyla yatırımcı resepsiyonlarımıza Milano'da devam ediyoruz. Türkiye ve İtalya, ekonomi, siyaset ve kültür gibi çeşitli alanlardaki geçmişe dayanan ortak kökleri nedeniyle sağlam bir yatırım iş birliğine sahiptir. Türkiye'de 1.500'ün üzerinde İtalyan şirketi faaliyet göstermektedir ve İtalya merkezli şirketler son yirmi yıl içinde ülkemize 5 milyar ABD dolarından fazla yatırım yapmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde Türkiye Yüzyılı'na adım atarken, İtalya'nın Türkiye'ye uluslararası doğrudan yatırım girişlerini artırmak için var gücümüzle çalışacağız. Türkiye'nin İtalyan şirketlerine sunduğu değer teklifi, kazançlı bir büyüme platformunu, üçüncü ülkelerdeki fırsatlar için iş birliği yapmayı ve özellikle gelişmiş üretim ve teknoloji alanlarında ikili iş ortaklıklarını güçlendirmeye yönelik güçlü bir taahhüdü kapsıyor."

Bakan Yardımcısı Valentini, Türkiye ve İtalya'nın ortak stratejik iş birliği potansiyeline ilişkin açıklamalarında şunları ifade etti: "İtalya ve Türkiye, halkları ve hükümetleri arasında köklü ve tarihi bağlara sahip iki devlettir. İtalya, Türkiye'nin en önemli uluslararası doğrudan yatırım kaynakları arasında yer alır. Ülkedeki önemli İtalyan şirketlerinin varlığı ile ülkenin en büyük 7. tedarikçisi ve 5. en büyük müşterisidir. Bununla birlikte, İtalya'daki Türk yatırımlarının, Türkiye'deki İtalyan yatırımlarına kıyasla şu anda düşük olan seviyesini artırma olasılığını da düşündüğümüzde ekonomik ilişkilerimizi daha da genişletmek için büyük bir potansiyele sahibiz. Ekonomilerimizin geleceğini inşa etmek, ancak ortak faydaları ve zorlukları belirleyerek ve yeşil enerji ile dijitalleşme gibi stratejik sektörlerdeki iş birliğimizi daha da güçlendirerek mümkün olabilir."

Sürdürülebilirlik modelinin önemini vurgulayan Bain & Company Yardımcı Ortağı Armando Guastella şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik, iş dünyası liderleri tarafından, değer yaratmada ve yeni ürün ve iş modelleri geliştirmede stratejik bir kaldıraç olarak görülüyor. Bu durum artık bir fırsat olarak kabul ediliyor ve bundan sonra sadece bir uyum meselesi veya itibar faktörü olarak değerlendirilemez. Net istekler ve hedefler belirlemek, yönetim ekibinden doğru seviyede bağlılık elde etme ve Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim (ESG) DNA'sını şirketin karar alma sürecine entegre etme açısından çok önemlidir. Bununla birlikte, dönüşüm yolculuğu hızlanırken hem dış hem de iç faktörlerle birlikte hala birkaç engel bulunmaktadır. Bazı zorluklara rağmen Türkiye, sürdürülebilirlik devriminin fırsatlarını değerlendirmek için iyi bir konuma sahiptir. ESG tek kişilik bir oyun değil ve bu ülke, değişimi kucaklamaya hazır genç bir iş gücü, üst düzeyde dijital olgunluk ve zengin doğal kaynakları sayesinde bu maratonu kazanacak."

Bu esnada, Pirelli Kurumsal İşler Kıdemli Başkan Yardımcısı Aimone di Savoia Aosta, resepsiyonla ilgili olarak şu yorumda bulundu: “Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı vesilesiyle Pirelli'yi temsil etmekten onur duyuyorum. Pirelli'nin Türkiye'deki varlığı, başta çalışanlarımız olmak üzere tüm kuruluş ve paydaşların iş birliği sayesinde kesinlikle bir başarı öyküsüdür. Bugün Türkiye'de Pirelli, ülke genelindeki yüksek nitelikli ve tutkulu bir ekibe güvenebilir durumdadır."​
" src=
Türkiye Yüzyılı; Yatırım Resepsiyonları