Invest News DetailThe Daily Star Lübnan - Türkiye, genç ve dinamik tasarımcıları yoluyla uluslararası moda piyasasında kendine yer ediniyor. GAP ve Dolce & Gabbana gibi büyük uluslararası markalar için yaptığı üretim ile ün yapan Türk tekstil sektörü, Çin ve Uzak Doğu’nun artan rekabetine karşı uygulanabilecek en iyi stratejinin yerli yaratıcılık olduğu kanaatinde. İmalat ve tasarımcıları temsil eden İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Hedefimiz İstanbul’u Paris, Milano, New York ve Londra gibi dünyanın önde gelen beş moda şehrinden biri haline getirmek” dedi. Tanrıverdi, uluslararası basın ve tüketicilere tasarımcıları ve markaları tek bir çatı altında sunmak amacıyla ilk defa düzenlenen ve geçtiğimiz günlerde sona eren İstanbul Moda Günleri’nin de fikir babası olarak tanınıyor. Söz konusu fikir, Türkiye’nin ihracatının % 55’inin Avrupa’ya yapılması ve bunun % 82’sinin de tekstil ürünlerinden oluşması sebebiyle hükümet tarafından da destekleniyor. Dış Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’nin “kaliteli giyimin adresi olduğunu”; ancak uluslararası anlamdaki bilinirliğinin artması için güçlü markaların oluşturulması gerektiğini söyledi. Sektörün geleceği konusunda iyimser olan Çağlayan, Türkiye’nin, AB’ye tam üyelik sürecinin uzamasından dolayı duyduğu rahatsızlığı gizlemeden, “Türkiye’nin üyeliğiyle birlikte AB’nin sınırları Asya’ya dayanacaktır. Türkiye, Batı ile Doğu arasında mükemmel bir koridor ve köprü niteliği taşıyor. Dünya nüfusunun ve dünya ekonomisinin dörtte birini oluşturan 50’den fazla ülke ile Türkiye arası uçakla sadece dört saat sürüyor” şeklinde konuştu. ABD’deki Nordstream ve Avustralya’daki Myer gibi ihtisas mağazalarına danışmanlık yapan Paris merkezli Odile Baudelaire moda ajansı da, “Türkiye’de fiyatlar Çin’e göre pahalı; ancak yaratıcılık ve tasarım çok daha iyi. Tabii ki bu durum kumaşlar için de geçerli” şeklinde bir açıklama yaparak Türk tekstilinin kalitesi ile rakiplerinin hayli önünde olduğunu vurguladı.