24.04.2017

Türkiye ekonomisi 2016'nın dördüncü çeyreğinde yeniden çıkış yakaladı

Türkiye ekonomisi son 14 yılda istikrarlı bir şekilde büyüyerek muhteşem bir performans gösterdi. Sağlam bir makroekonomik strateji, sağduyulu mali politikalar ve köklü yapısal reformlar Türkiye'nin küresel ekonomiye entegrasyonunu sağlayarak ülkeyi bölgenin en çok doğrudan yatırım alan ülkelerden biri konumuna getirdi.

 

Söz konusu reformlar ülkenin makroekonomik temellerini güçlendirerek ekonominin 2003-2016 arasında yüzde 5,6'lık yıllık ortalama reel GSYİH büyüme oranı elde etmesini sağladı. Ayrıca, Türkiye ekonomisi 2016'nın 3. çeyreğine kadar art arda 27 çeyrek boyunca büyüme gösterdi. Böyle bir büyüme oranına Türkiye tarihinde daha önce hiç rastlanmamıştır. Son 20-30 yılın büyüme oranlarına baktığımızda son 14 yıldaki rakamların bir benzerini göremiyoruz. Türkiye artık, krizlerden ve dalgalanmalardan kolayca etkilenmeyen, makroekonomik temellerini güçlendirmiş ve hızlı bir dönüşüm geçirmiş bir ülkedir.

 

Türkiye'nin son 14 yılda sergilediği etkileyici ekonomik performans uzmanları ve uluslararası kurumları ülkenin ekonomik geleceğine dair iddialı tahminler yapmaya teşvik etmiştir. Örneğin, OECD'ye göre 2015-2025 yılları arasındaki dönemde Türkiye'nin yüzde 4,9'luk yıllık ortalama büyüme oranı ile OECD üyeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden birine olması beklenmektedir.

Yaşanan jeopolitik çalkantılar nedeniyle 2016 yılı Türkiye ekonomisi için çok iyi geçmemiş olabilir ancak ekonomi, üçüncü çeyrekteki olumsuz havadan hızla kurtularak, dördüncü çeyrekte toparlanmış ve 2016'yı başarılı bir şekilde sona erdirmiştir. Üçüncü çeyrekteki yüzde 1,3'lük küçülmenin ardından beklentileri aşarak dördüncü çeyrekte yüzde 3,5'lik GSYİH büyüme oranı kaydeden Türkiye, 2016 için yüzde 2,9'luk yıllık ekonomik büyüme oranı yakalamıştır.

 

Ayrıca GSYİH rakamlarına ayrıntılı bir şekilde bakıldığında, ihracatın art arda iki çeyrekte yüzde 1,9 ve yüzde 9,3 küçüldükten sonra dördüncü çeyrekte başarılı bir geri dönüşle yüzde 2,3 büyüme elde ettiği görülmektedir. İhracatın 2016'nın dördüncü çeyreğinde Türkiye'deki büyümeye katkı yapan en önemli faktör olmasının temel nedeni Türk lirasının değerinde yaşanan düşüş olmuştur.

 

Hane halkı tüketim harcamaları da üçüncü çeyrekteki yüzde 1,7 küçülmenin ardından dördüncü çeyrekte yüzde 5,7 büyüyerek, 2016 büyüme oranına katkı yapan önemli faktörlerden biri oldu. Nüfusunun yarısı 31 yaşın altında olan ve gittikçe büyüyen ve satın alma gücü artan bir orta gelir sınıfına sahip Türkiye'nin 2017 yılında da güçlü büyüme oranları yakalaması beklenmektedir.

 

Ayrıca 3. çeyrekte yüzde 0,5 olarak gerçekleşmişken 4. çeyrekte yüzde 2'ye yükselen yatırım harcamalarındaki artış neredeyse 2016 yılının ilk yarısındaki rakamlara ulaşmıştır.

 

2016'daki büyümenin sektörlere göre dağılımına bakıldığında hizmet sektörlerinin turizm gelirlerindeki düşüşten etkilenmediği görülmektedir. Rusya'nın Türkiye'ye seyahat yasağını kaldırması, turizmin 2017 yılında GSYİH artışına daha fazla katkı yapmasını sağlayacaktır.

 

Net ihracat rakamlarının büyüme oranına gözle görülür bir katkı sağlayacağı, turizm gelirlerinin artacağı ve kamu harcamalarının 2016'nın ilk yarısındaki düzeylerine döneceği varsayıldığında, ayrıca Türkiye Varlık Fonu'nun da katkısıyla, Türkiye ekonomisinin, orta vadeli tahminlere uygun şekilde, 2017'de yüzde 4'ün ve 2018'de yüzde 5'in üzerinde büyümesi öngörülmektedir.

Finansal Yükseliş ile İlgili Görsel